4 Kasım 2015 Çarşamba

Mutlu İlişkinin Olmazsa Olmazları

İnsan oğlunun yıllardır çözmeye çalıştığı; İlişkilerindeki sorunlarını çözmek. Sorunların kaynağına bakıldığında ise görünen kendi kendini mutsuz eden yine insanın kendisidir. Peki bu mutsuzluklardan sıyrılmak için insan evliğinde yada ilişkilerinde hangi adımları atmalı dersiniz?

Karşılıksız Ve Koşulsuz Sevmek

''Seni seviyorum'' Dediğimizde sizce tam anlamıyla bu kelimenin hakkını verebiliyor muyuz? Bu kelimenin hakkını verebilmek için koşulsuz sevmek gerekir. Evet haklısınız bu çok kolay değil fakat gerçekten sevgiden bahsediyorsak içinizden gelen ilahi bir duygudur sevmek, karşılığını da beklemeden. Bu duyguyu yakalayabilmenin en önemli unsuru kendini sevmekten geçer. Sizin dışınızdaki bütün etkenler değişkendir ve ortadan kalkabilirler. Sabit olan şey sizsiniz ve varlığı daim olmayan bir şeye karşı koşulsuz sevgi besleyemezsiniz. Kendimizi sevebildiğimiz zaman ve sonsuz sevgi kaynağının merkezinde siz olduğunuzu anladığınızda bu sevgiyi başkalarıyla paylaşabilirsiniz.

Saygı Ve Güven

Karşılıklı saygı ve güven bir ilişkide çok büyük önem taşır. Daha önceki yazılarımda da güven duygusuna sıkça yer verdiğim gibi, güven insanın yaratılışındaki temel ihtiyaçlarındandır. Güvenmeyeceğiniz insanı hayatınıza mümkünse sokmamanız sizin için en iyi tercih olacaktır. Güvensizlik zamanla birbirinize olan saygının ortadan kalkmasına ve sizi adım adım mutsuzluğa götüren bir virüs gibidir. Saygı ve güvenin önündeki en büyük engel geçmişinizle birlikte getirdiğiniz ihtimaller zinciridir. Geçmişinizde yaşadığınız iyi yada kötü her olayı deneyim olarak hayatımıza kattıktan sonra anı olarak olması gereken yerde bırakmalıyız. ''Geçmişi affedip vedalaşmak gerekir.'' Aileden yada farklı deneyimlerden aldığımız tecrübeler sadece evliliğimizi ilişkimizi yaşamamamızda bize dersler yol göstericileri olmalıdır. Bir kişiyi seçtikten sonra korkularınızı, güvensizliklerinizi, iyi kötü her şeyi geride bırakmalısınız. Aksi halde kendinize ve eşinize hayatı bir nevi zehir etmiş olursunuz. Güvensizlik karşının size vereceği bir hisken ne kadar zor ise, aynı şekilde gereksiz evhamlar yüzündense de o kadar zordur. Ya güvenle ilgili engelleri ortadan kaldırın yada güvenmediğiniz bir ilişkiyi yaşamayın.

Doğruluk

İlişkinizi bir bina olarak ele alırsanız bu binanın temelinde ''Güven''  yer almaktadır. Güven oluşturma ve devamlılığını sağlamanın en önemli koşulu ise doğruluktur.Yalan size anlık rahatlama sağlayabilir fakat zaman geçtikçe sırtınızda taşıdığınız ağır bir yük olmaya başlar. Düşünce ve davranışlarınızı olumsuz etkiler. Yalan zamanla bağımlılık yapan çok kötü bir kişilik hastalığıdır. Kendisine yalan söylenmesinden hoşlanan birisine rastlamanız mümkün olmadığına göre, doğruyu söylemenin ödülü olan samimiyet duygusunu hissedebilmeniz için her zaman dürüstlükten ayrılmamanız gerekmektedir.
Beklentiler
İlişki başladıktan sonra değişen beklendiler, aynı zamanda karşılıklı sevgi saygının da değişmesi demektir. Değişen beklentiler ilişkinizi zedeler. Beklentilerinizi en başından iyi belirleyin. Sizi mutlu ve tatmin eden unsurları tam anlamıyla belirledikten sonra karşı taraftan beklenti içerisine girebilirsiniz. İlişki başladıktan sonra sürekli değişen beklentileriniz karşı tarafı ve sizi yoracaktır.Bunu başarmanın yolu kendini bilmekten geçer. Sen ne istediğini bilmezsen ve en başında doğru şekilde belirtmezsen, beklentilerinin karşılanmasını bekleme lüksün olmaz. Karşındaki kişinin sizi kabul etme nedeni olan beklentilerinin değişmesi, size karşı olan duygu ve isteklerin de bitmesi anlamına gelebilir. Dolayısıyla en başında kendimizi şirin gösterme çabaları yerine kendimiz olmayı bilmeliyiz. İlk önce kendinize ''Ben bir ilişkiden ne bekliyorum?'' sorunu sorun.

Maskelerinizi Çıkartın

Sanki evlenince her şey anlaşılmayacak gibi; Maalesef çiftlerde sıkça gördüğümüz, farklı rollere bürünmek, maskeler takmak, kendi olmadığı biri gibi davranmak. Hayatımı paylaşacağım dediği kişiyle daha kendi kişilik özelliklerini paylaşamamak, ne büyük bir çelişkidir. Bir ilişkide tam uyumu sağlamak için birbirinizi çok iyi tanımanız ve ortak duyguları paylaşmanız gerekmektedir. Hoşunuza giden insanı etkilemek adına sizi o güne kadar mutlu eden gerçeklerinizden uzaklaşıp Onun sevdiği maskeyi takmak kendinize ve partnerinize yapacağınız en büyük kötülük olacaktır. Kendi hayalleriniz paylaşın kabul görürse birlikte gerçekleştireceksiniz. Evlendikten sonra bambaşka bir adam/kadın oldu sözünün altında yatan ana faktör de budur. Flört/nişanlılık döneminde hiç maç izlemeyen bir adam evlilikten sonra bir futbolcuya dönüşebiliyor. Aynı şekilde alışverişten hoşlanmayan bir kadın evlilik sonrası bir alışveriş bağımlısı çıkabiliyor. Sizi olduğunuz gibi seven birisi ile mutlu ve huzurlu bir ilişki süreci geçirebilirsiniz. Flört/nişanlılık döneminde takacağınız maskeler mutluluğunuzun sonunu getirecek en önemli sebeptir.

Emek Harcayın

Bir insanı kendi hür iradenizle özel hayatınızın içine aldıysanız kendi iç huzurunuz için emek harcamalısınız. Biten her ilişki kendine güvensizliği doğurabilir. Dolayısıyla hayatınıza kimi alacağınızı çok iyi belirledikten sonra sürekliliği için de emek harcamanız gerektiğini bilmelisiniz. Bu kendi kararının arkasında durmaktır. Güvenilir insan olmanın ön koşuludur. Hiçbir başarı yoktur ki emek harcanmadan elde edilmiş olsun. Başarılı bir ilişkinin altında yatan önemli unsurlardan birisi de o ilişkinin devamlılığı için kendi kişiliğinize  zarar vermemek suretiyle çaba harcamamız gerektiğini en başından kabul edip uygulamaktır. Evlilik tamam artık evlendik beni her halimle kabul etmeli diyip bir kenara çekileceğiniz bir müessese değildir. Sevginin emek istediği gibi ilişkilerde emek ister.

Sorunları Değil Çözümleri Konuşun

Hayatta olduğu gibi ilişkilerde de her şey yolunda gitmeyebilir. Bunu öngörmeli ve her an sorunlarla karşılaşabileceğimizi en başından kabul etmeliyiz. Bu başlangıç kabulü bile sorunla karşılaştığınızda çözümün yarısını halletmeniz demektir. Kabul sorunun önünde bir kalkandır ve çözümü konuşabilmek için fırsattır. Çevremize baktığımızda çoğu ilişkilerde veya evliliklerde irili ufaklı sorun ve sıkıntıların olduğunu gözlemlediğimizi düşünürsek bunu kabullenmek çok zor olmasa gerek. Soruna odaklanmak ve sadece onu konuşmak, sıkıntının büyümesinden başka hiçbir şeye fayda sağlamayacağı gibi iç huzurumuzu alt üst eden ve sonunda bizi depresyona kadar götürebilen sancılı bir süreçtir. Sorunun farkında olup kabullendikten sonra çözümle ilgili şeyler düşünmek ve konuşmak ise hem bizi hem karşımızdaki kişiyi rahatlatacak ve karşılıklı güven duygusunun kuvvetlenmesini sağlayacaktır.
Sevgiyle Kalın…
Sevinç Karakaya
Kişisel Gelişim Uzmanı /İlişki ve Yaşam Koçu
İlişki Koçluğu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder